Galatasaray’dan ayrılıp milli takıma giden Fatih Terim suskunluğunu bozdu. Basının karşısına geçen tecrübeli teknik adamın basın toplantısından öne çıkan kısımlar şunlar oldu:
– Basın toplantısı sonrası karanlıkta bir şey kalmayacağını umuyorum. Bu toplantının artısını eksisini çok düşündüm. Kimileri susmamı kimileriyse yaşadıklarımı anlatmamı istedi. Bunun farkındayım.
– Benim de herkes gibi değerlerim ve bir ailem var. Ben de herkes gibi gülen, sevinen ve kızan bir insanım herkes gibi. Bugüne kadar olan suskunluğumu farklı şeylere bağladınız ama tek sebebi Galatasaray’a zarar vermemekti.
– Şu an konuşarak zarar veriyor olsam da varsın bir zarar da böyle gelsin.
– Sayın Aysal’ın bir gazeteciyle yaptığı televizyon programı bu basın toplantısını hayata geçirmeme neden oldu. Yaklaşık 1.5 aydır Galatasaray yönetiminin aldığı kararı meşrulaştırmak için basına servisler yapılıyor.
– Galatasaray taraftarından ricam haklı haksız kavgasına düşmemeleri. Bu olayda haklı veya haksız aramamalarıdır. Egolarım herkesten fazla olabilir, bunu kabul ederim.
– İnsanların değerlerini gösteren bir ölçü birimi olsa benim değerlerim inanın herkese ağır basar. Çünkü kalbimde Galatasaray var. Kimse bana Galatasaray geleneklerini öğretmeye kalkmasın.
– Bir süredir hak etmediğim ve yaşamadığım şeyleri yaşamışım gibi gösteren kimselere cevap verecek olmaktan dolayı üzüntü duyuyorum.
– Galatasaray kazanmak için her şeyi mübah görmez. Galatasaray Metin Oktay’dır, Galatasaray Ali Sami Yen’dir.
– Sayın Aysal ile bir iletişim problemi yaşadığımız yalan değil. Ben bunu hiç inkar etmedim. Velev ki sayın Aysal benim dostum, biz gene dostça karar verip yollarımızı ayırabilirdik.
– Özhan Canaydın döneminde de Galatasaray’dan ayrılmıştım ve o zaman sayın Özhan Canaydın yanımda otururken, ayrılık kararını açıkladım.
– Madem Galatasaray geleneklerinden bahsediyoruz, antrenmanı bitirip teri soğumadan soyunma odasına giden hocasını habersizce gönderen, resmi televizyon kanalı aracılığıyla yalan bilgiler sunan bu yönetim tarzı Galatasaray geleneği değildir. Umarım benden sonra kimse bunu yaşamaz. Çünkü bu yaşananlar Galatasaray’a yakışmaz.
– Eleman söylemi, Ali Dürüst ve Albayrak‘ın ayrılığı, Mersin maçı sonrası yaşananlar, galibiyet priminin futbolcularla konuşulması, kazanılan maçtan sonra sadece futbolcuların kutlanıp emeği olan diğer insanların hiçe sayılması gibi olayları alt alta koyduğumuzda benim yerimde kim olsa istifa ederdi. Ben dördüncü yıldızı takmadan gitmeyeceğim dedikçe her şeyin şiddeti arttı.
– Sayın Aysal’ın Antalyaspor maçı sonrası açıklamalarının tekrar izlenmesini tavsiye ediyorum. O gün göndermeye çalışsalar bile direneceğim demiştim.
– Galatasaray’ın bana ne zaman ihtiyacı olduysa ben buradaydım. Ama bazı insanlara hakkımı helal etmiyorum. Galatasaray taraftarları bana yapılanları sindirip affediyorsa ben de sindiriyorum.
– Mayıs ayına kadar milli takımın teknik direktörü olacağıma söz verdim ve henüz bu sözümün haricinde bir anlaşma yapmadı. Bundan sonraki kariyerim beni ve ailemi bağlar. Yaşananların etkisi geçmeden farklı bir adım atmam kolay değil.
– Ben görevimin başındayken Galatasaray’ın teklf götürdüğü yabancı hocaların sorgulanması lazım. Antalya maçı sonrası ve Beşiktaş maçının devre arasında dördüncü yıldızı takmadan gitmeyeceğimi ifade ettim.
– Milli Takım’daki görevimde Galatasaray’ın zarar görmemesi adına çok uğraştım. Milli Takım’daki görevi Ünal Aysal’ın bilgisi dahilinde kabul ettim. Milli Takım’daki görev için herhangi bir ücret almadım. Paranın hayır kurumlarına bağışlanmasını istedim.
– Galatasaray Başkanı Ünal Aysal’ın Federasyon Başkanımız Yıldırım Demirören’e “Fatih Hoca’yı ocakta tamamen Milli Takım’a bırakabiliriz” sözü beni fazlasıyla yaraladı.
– İmza töreninde atılan imzalar tamamen formaliteydi. Sayın Aysal basın toplantısında bu imzayı gösterdi. Galatasaray yönetimi süs imzadan rahatsız olmuş.
– Ben söylenmem söylerim. Milli Takım için sayın Başbakanımızla görüşüp görüşmediğim sorulmuş. Biz kendisiyle Türk futbolu adına her zaman konuşuyoruz ama sandığınız senaryolardan daha farklı bir senaryo olsaydı söylerdim merak etmeyin.
– Sayın Aysal bana yeni sözleşme önermek istediğinde genel kurul sonrasında görüşmek için anlaşmıştık ama genel kurul sonrası lige hazırlandık, Londra ve Kayseri‘de kupalar kaldırdık ama bana gelen herhangi bir teklif olmadı. Fakat ne zaman Milli Takım ile o süs imzası atıldı o zaman olaylar farklı bir hal almaya başladı. 3 Eylül günü Milli Takım kampında herkes beni tebrik ettiğinde ne olduğunu anlamadım. Resmi sitede yeni sözleşmeye imza attığım yazıyordu. Ben de resmi siteden öğrendim.
– Olmamış şeyleri olmuş gibi gösterenler bana herhangi bir teklifte bulunmadı. Bizim Galatasaray ile sözümüz vardı o söz zaten yeterdi. Ama bu acele imza kaygısının nedeni sizi bilmem ama bence taraftar baskısıydı.
– Yaşanan onca şeye rağmen dördüncü yıldızı takmak için direndim. Galatasaray’a imzayı 1974′te attım ve sözleşmenin üzerinde ne olduğuna bakmadım.
– Galatasaray’a son gelişimde attığım imza üç yıllıktı ancak imza akşamı evime gelen bir yönetici Başkan’ın her yıl başarılı olmak kaydıyla yenilenmek üzere bu üç yıllık kontratı bir yıla indirmeye karar verdiğini söyledi. Haysiyeti kırılan biri varsa o da benim. Bu konuda konuşmamamın nedeni Galatasaray etiğine ve değerlerine olan bağlılığımdı.
– Ben Ünal Aysal tarafından zaten istenmiyordum, Milli Takım olayı ve açılmayan telefonlar işin bahanesi oldu. Elbette ki kimse benle çalışmak zorunda değil ama ayrılığın bu şekilde olması haysiyet kırıcı.
– Çıkıp telefonuma gelen sms’leri göstermem Galatasaray etiğine yakışmaz. Ben kendime yakıştıramıyorum. Ben zor deplasmanlardan yenilgisiz ayrılan bir takım bıraktım. Benim Galatasaray için kontrastrasyonumu kaybettiğimi söyleyenlere tek diyebileceğim şey yazıklar olsun!
– Ben sadece başarısızlıkta değil başarıda da telefonumu kapattım. Geçen yıl şampiyon olduğumuzda da kapatmıştım, Real Madrid maçı sonrası çok üzülmüş olmam nedeniyle kapatmış olamaz mıyım? Ben Real Madrid maçı gecesi evime bile gitmedim.
– Galatasaray’ın menfaatlerini pek çok kişiden daha çok düşünen biriyim. İsim isim konuşmak doğru değil ama transferlerde çok farklı detayları göz önünde bulundurdum.
– Farklı Real Madrid yenilgisi sonrası Beşiktaş maçında prim konuşmak istemedim. Galatasaraylı futbolcular o yenilgiden sonra Beşiktaş karşısında kendilerini yakışan futbolu oynamalıydılar.
– Beşiktaş maçı sonrası tüm oyuncular tebrik edilirken, futbolcular dışında beni geçtim emeği geçen kimse tebrik edilmedi. Bunun Galatasaray tarihinde eşi benzeri yok.
– Türk futbolundaki sistem ve kurallara karşı görüşüm belli. Türk futbolu ve ülke başarısı için herkes bir araya gelebilmeli. Yabancı sınırlaması için görüşlerimi federasyonda da paylaşacağım.
– Ünal Aysal ile Galatasaray’dan ayrılmam sonrası hiç görüşmedik. Abdurrahim Albayrak ve Ali Dürüst’ün eksiksiklerini hep hissettim.
– Sneijder ile bir problemim yok, olamaz da.
– Son sözüm beni ben yapan Fatih Terim’i İmparator diye bağrına basan muhteşem Galatasaray taraftarına… Ben ne sizden ne Galatasaray’dan ayrılmadım ayrılmam, ben ne sizi ne Galatasaray’ı bırakmadım, bırakmam. Galatasaray’da geçirdiğim 40 yılda hakkım varsa Galatasaray taraftarına helal olsun. Onlar da bendeki haklarını helal etsin.
FATİH TERİM’E HAZIRLANAN VEDA KLİBİNİ İZLEYİN!
‘);
};
fctGoogle();
window.addEvent(‘Eurosport_v7.Init’, function() {
if(!$(‘googlePlusScript’)) {
Asset.javascript(‘https://apis.google.com/js/plusone.js’, {
‘id’: ‘googlePlusScript’
});
}
});
})();
–>