27 Eylül 2013 Cuma

SİLAH SESLERİ YÜZÜNDEN ÇEKİME ARA VERİYORUZ




* Üçüncü sezonunuz başlıyor. Üstelik bu yıl Rutkay Aziz ve Hümeyra, Gülse Birsel’in canlandırdığı Deniz karakterinin anne-babası olarak ekibe katıldı. Hemen adapte olabildiler mi ekibe?      
  
- Gupse Özay: Enerjileri çok güzel… İlk kez aynı sette olmamıza rağmen uzun yıllardır birlikte çalışıyormuş gibi hissediyoruz. Hümeyra, karakterinin kıyafetlerini giyiyor, “Nasıl olmuşum?” diye soruyor, herkes hurra alkışlıyor. Rutkay Bey’in canlandırdığı karakterin saçı uzun, o da atkuyruğunu gösterip “Nasıl olmuşum” diyor, herkesten yine alkış… Onların gelmesiyle hikaye de daha komik bir hâl aldı. Bu sezon Antakyalı muhafazakâr aile ile İzmirli modern ailenin kapışmasını izleyecek ve emin olun çok güleceksiniz. Teras savaşları başlıyor.


* Nurhayat, ikinci sezonda Emir’e aşık oldu. Nurhayat’ta ne gibi değişiklikler yaratır bu aşk?


- Gupse Özay: Eskiden diz altında etekler giyerdi, şimdi hafiften dizini görmeye başladık (gülüyor). Bu da bir şeydir. Aşkından dolayı cesaretli adımlar atmaya başladı. Dışarıda Emir’le buluşmalar, gizli gizli evde kahve içmeler falan…


* Bünyamin ile Zerrin’in ilişkisini onaylayacak mı sonunda Nurhayat peki?


- Gupse Özay: Zerrin’in pavyonda çalıştığını hâlâ bizden kimse bilmiyor. Daha ne kadar saklayacak bakalım. Ama yedirtmem ben abimi (gülüyor)…
- İrem Sak: Bünyamin gibi bir adama müstahaktır. Zerrin tam tatlı bela; Tülay’a da yük aslında. Kimseye huzur vermiyor. Ama o minyonluğunun verdiği bir şekerlik midir nedir, tam da kızamıyorsun Zerrin’e….


BU TÜLAY ÇOK SALAK YAV!


* Sırası gelmişken sorayım; bu sezon Tülay’da ne gibi değişiklikler göreceğiz?


- İrem Sak: Bir kere saçı değişiyor (yeni imajımla ilk kez size poz verdim bu arada)… Selahattin’e gelince… Gülistan hamile olduğu için onunla sonunu pek iyi görmüyorum. Radikal kararlar bile alabilir. Zaten geçen sezon oyunculuğa da başladı. Şöhret basamaklarını tırmandıkça Selahattin’i tanır mı bilinmez.


- Gupse Özay: Aşık mısın hâlâ?


- İrem Sak: Tabii canım. Zaten Tülay zevksiz (gülüyor)…


* Ne çektiniz bu karakterlerden be!


- İrem Sak: Tülay’ı çok seviyorum ama benim asla yapmayacağım şeylere “kabul” diyor. Bıyıklı, göbekli, evli ve karısı hamile olan bir adamla!


* Bu karakterler günlük hayatınızı etkiliyor mu?


- İrem Sak: Benim oturuşum bozuldu. Tülay’ın ayaklarını altına alıp oturmaları var ya, bütün yaz öyle oturdum, çok mutsuzum (gülüyor).


- Gupse Özay: Ben de bazen kendimi Nurhayat gibi dudaklarımı sarkıtıp bakarken yakalıyorum. Ağabeyim “Nurhayat oldun, değiştir ifadeni” diyor.


* Karakterleri okurken kızdığınız olmuyor mu?


- İrem Sak: Tabii canım. Tülay’la ilgili ezber yaparken “çok salak yav” diyorum. O kadar çok aptallık yapıyor ki sürekli bu cümleyi kuruyorum.


* Bu arada öğrendiğime göre birlikte spora başlamışsınız.


- İrem Sak: Doğrudur. Bir hipoxi, bir de pilates kardeşliğimiz var.


- Gupse Özay: Geçen sene böyle bir durumumuz yoktu, bu sene karar verdik.


* Yazın bikinileri giyince mi spora başlamaya karar verdiniz?


- Gupse Özay: Sahile iniyoruz, üzerimizde elbise… Önce herkesin denize girmesini bekliyoruz, sonra elbiseleri fırlatıp pıtı pıtı denize koşuyoruz. Bu çabanın hepsi, kimse bizi bikinili görmesin diye…


- İrem Sak: Bizim bir de yakalanma durumumuz var. Hiç olmadı yan şezlongdaki abla fotoğrafımızı çekip basına verebilir yani. Artık sadece paparazziler değil, yurdum insanı da çekip haber merkezlerine gönderiyor. Sürekli “O neydi, flaş mı patladı, biri bizi mi çekti” diye gezdik.


- Gupse Özay: Adam dağı çekiyor, “Beni mi çekiyorsunuz” diye kalkıyorum, “Yoo dağı çekiyorum” diyor. Bir de biz erkek çocuğu gibiyiz, normal güneşlenmiyoruz ki…


* Nasıl yani!

- İrem Sak: Kate Moss gibi güneşlenmiyoruz işte… Macide Yenge gibi, karaya vurmuş gibi güneşlendiğimiz için korkuyoruz (gülüyor). Ama helal olsun bize, üç senedir yakalanmadık. Ama önümüzdeki yaz istedikleri kadar çeksinler, hazır olacağız (gülüyor).


DİZİ BİTERSE METRODA MÜZİK YAPARIZ


* Sette birliktesiniz, sporda birliktesiniz. Başka neler yapacaksınız birlikte?


- İrem Sak: Bu sene İspanyolca dersi almaya başlıyoruz. Bir de müzik eğitimi olacak.


- Gupse Özay: Ben buzuki dersleri alacağım.


- İrem Sak: Ben ritim çalıyordum, bu yıl kanun da öğrenmek istiyorum.

* Neden?


- İrem Sak: “Yalan Dünya” popüler bir iş ama bir gün o da bitecek. Ve dizi bittiğinde bizim kendimizi geliştirmiş, biraz doldurmuş olmamız gerekiyor ki en kötü ihtimalle metroda müzik yapabilelim (gülüyor). Şaka bir yana yıllardır televizyon izleyicisiyim, kimler vardı, ekranda onlarla yatıp kalkıyordum. Şimdi neredeler? Bilinçliyiz o yüzden.


- Gupse Özay: Kanun ve buzuki birlikteliği, İspanyolca şarkılar eşliğinde (gülüyor). Bizde çok proje var, birlikte film yapacağız daha.

* Yazın komedi filmi çekecektin sahi, neden olmadı?

- Gupse Özay: Herkes beni Nurhayat diye tanıyor, film çıksaydı da o algı değişmeyecekti. O yüzden erteledik. Önümüzdeki yaz çekeceğiz ama… İrem’in abisi yönetmen, benim abim de yapımcılık yapıyor. Herkes hazır anlayacağın.

* Bu yaz tatile de birlikte çıktınız. Hiç mi sıkılmadınız, didişmediniz?


- Gupse Özay: Tatil zordur, sevgilinle bile üç günde boğaz boğaza gelirsin. Biz üç ay tatil yaptık, hem de tüm ekiple birlikte…     


- İrem Sak: Evet, tatilde de beraberdik saçma bir şekilde. Komün olarak. Bir kopun, görüşmeyin değil mi… Gupse ile tatilimiz tam üç ay sürdü üstelik! Her telden tatil yaptık. Tırmanmalı, trekkingli, ölümden dönmeli, şezlongda yatmalı.

SİLAH SESLERİ YÜZÜNDEN ÇEKİME ARA VERİYORUZ


* “Yalan Dünya” platosu Alibeyköy’de, o yollar size ne ifade ediyor?     


- İrem Sak: Set… Zaten çok izole bir platomuz var. Bizi orada gören olmuyor. Plato Alibeyköy’ün çıkışında, dağ eteğinde… Neyse ki tepede bayrak var.
- Gupse Özay: Arkada askeriye var, bazen silah sesleri yüzünden çekime ara veriyoruz, düşün artık!

AYNI EVE TAŞINMAK MI? YOK O KADAR DA DEĞİL


* Bu kadar kafa dengisiniz, tatilde bile ayrılmıyorsunuz. Oldu olacak aynı eve taşının!


- Gupse Özay: Yok canım, o kadar da değil artık! İkimiz de yalnız yaşamayı seviyoruz. Yalvardım, “Cihangir’e taşın” dedim, onu bile kabul etmedi, başka yere gitti.


- İrem Sak: Arnavutköy’deydim, Akatlar’a taşındım. Ama yine de sürekli görüşüyoruz.


GUPSE’NİN LAKAP TAKMA HUYU VAR


* Birbirinize lakap takıyormuşsunuz, doğru mu?


- Gupse Özay: Arkadaşım diyorduk önceleri birbirimize, sonra telefonda “açuçu, çaçuçu” derken onun adı “Çaçuçu” kaldı.


- İrem Sak: Gupse’nin lakap takma huyu var. Kimseye ismiyle hitap ettiğini görmedim daha. Anası, babası, bütün set dahil! İki kere daha görüşün, senin de lakabın olur. 1,90’lık abisine “minik” der mi bir insan!


SUNUCULUK YAPTIM AMA OLMADI


* Bu kadar popüler bir dizide rol alınca, insanı “yav arkadaş ünlüyüm işte” gibi bir ego sarmıyor mu?


- İrem Sak: Biz Gülse’nin başarısının birer uzantısıyız. İrem Sak ve Gupse Özay olabilmemiz için çok fazla emek vermemiz lazım. “Ben oldum” diye o rüzgâra kapılırsan yanarsın.


* Gupse’nin bir sunuculuk denemesi oldu ama…


- Gupse Özay: Evet, denedim. Oldu mu, olmadı (gülüyor). Huyumdur, ben elimi her zaman ateşe sokarım. Aslında yarışmanın tarzına ben uygun değildim.
- İrem Sak: Denemek, olmadı yola devam etmek lazım. George Clooney, “Batman” galasında “kariyerim bitti” diye ağlamış.




Youtube üzerinden izlemek için tıklayın : http://www.hurriyet.com.tr/magazin/televizyon/24785861.asp
SİLAH SESLERİ YÜZÜNDEN ÇEKİME ARA VERİYORUZ
http://www.hurriyet.com.tr/magazin/televizyon/24785861.asp



SİLAH SESLERİ YÜZÜNDEN ÇEKİME ARA VERİYORUZ

Canlı TV izle

0 yorum:

Yorum Gönder