Rakip filelere 43 gol atıp 41 puan toplayan, zirvedeki en yakın rakibi G.Saray’ın da 8 puan önünde sezonun ilk yarısını lider bitiren F.Bahçe’de Ersun Yanal sezona damgasını vuran teknik adam oldu. İstatistik her şeyi göstermez ama çok şey için fikir sahibi yapar. Sadece takım olarak yenilen golde Eskişehirspor’a geçilen sarı-lacivertliler geçirdikleri bunca travmaya rağmen nasıl oldu da zirvede bir anda yalnız kaldı? Geçelim detaylara:
Fenerbahçe’ye imza aşamasında 1 aylık bekleme süreci Yanal’ı takım analizini önce dışarıdan yapmakta avantajlı kıldı. Aziz Yıldırım’a nasıl bir takım oluşturacağının ipuçlarını verirken sunumu çok beğenildi. Yönetici ve başkanın en çok dikkatini çeken, onun hırsı oldu. Zira “Çimleri bile yerim” diyecek kadar hırsa sahipti. Yanal’ı Fenerbahçe’de asıl benimseten Galatasaray maçıdır. O hafta kalbine takılan stent’ten dolayı hastanede tedirgin bir bekleyiş vardı. Başkan sağlık durumuyla bizzat ilgilendi Yanal’ın. Derbiye 2 gün kala futbolcular da merak içindeydi. Rahatlatan konuşma Hasan Çetinkaya ve İsmail Kartal’dan geldi.
Aslında kalp sağlığı birçok şeyin önünde gelir, gelmeli de. Futbol dünyasının stresin doruklarında olduğu bir çalışma ortamına sahip olduğu da harkesçe malum. Ersun Hoca, eşinin tüm “Yapma” isteklerine, başkanın “Dinlen” uyarılarına aldırmadan ayağa kalkarak soluğu Samandıra’da aldı. Böyle bir fedakârlığı çok az insan yapar. Galatasaray maçı olması önemli değil. Ersun Hoca o halde oradaysa eğer futbolcular da fazlasıyla üzerine düşeni yapmalıydı ve yaptı da. Duygusal bir hafta, ezeli rakibini pozisyon vermeden yendiğin bir haftaya dönüştü. Ersun Hoca’nın iş aşkını ve kazanma hırsını anlatmak için en güzel haftadır. Beşiktaş maçı da Fenerbahçe’nin ayakta alkışlandığı sezona damga vuran maçlardandır. Başarı ve başarısızlıkta hep hocalar ön plandadır. Bu maçın gizli kahramanları ise İsmail Kartal ve Volkan Kazak oldu. Rakip analizinde çok başarılıydılar. Beşiktaş maçında olduğu gibi birçok maçta, karşılaşma öncesi öyle tahminlerde bulundular ki Yanal’ın işini kolaylaştırdılar. 10 kişi kalmasına rağmen Beşiktaş’tan daha iyi oynayan ve galibiyeti kaçıran sarı-lacivertlilerde başkan Aziz Yıldırım da bu maçın ardından Şampiyonluğa şimdi daha çok inandım” diyerek sevincini paylaşmıştı. Hatta “Vermeyeceğim” dediği primler için bile Beşiktaş maçından sonra “Son 4 maçı kazanın, öderim” jestiyle karşılık vermek istedi.
Milat Konya maçı
2-0 öndeyken kaybedilen Konya maçı bir milattır. Çünkü böyle bir yenilgi büyük takımların başına kolay kolay gelmez. Yanal devre arası taktiksel hatanın da farkına vardı ve söz verdi Bir daha böyle bir maç görmeyeceksiniz” diye. Futbolcular hocalarına tavır alsalar ilk 5 haftada Yanal efsanesi başlamadan bile biterdi. Ersun hoca büyük takımdaki bu refleksi çabuk gördü.
Bilimsellikte çağ atlandı
Yanal Türkiye’deki bilimsellikte gerçekten de 1 numara. Kocaman’la başlayan çalışmaların devamında Samandıra’ya çağ atlattı. Hep belgeyle konuştu, kim kötüyse suratına söyledi. Söyleyiş tarzı başlangıçta futbolcular tarafından tuhaf karşılandı. Alışkın değillerdi argoya kaçan sözlerle bunları duymak ama zamanla hocalarının bu yaklaşımına da alıştılar.
Saha dışına çıkılmadı
Takım Topuk Yaylası’ndayken yine klasikleşen ‘Avrupa’da yoksunuz’ şoku yaşandı. Volkan, Emre ve Kuyt isyanlardaydı. 3 Temmuz’u bizzat yaşayanlar ise daha bir öfkeli. Bu ortamda oyuncularını etrafına toplayıp, Biz saha içinde kalalım. Mücadelemizi yapalım, şampiyon olalım herkes utansın” diyen Yanal, dışarıdan gelen kararların takımı etkilememesi için büyük çaba sarfetti. “Bu konuda ilk ve son kez konuşuyorum” dedi. Madem takım 2 yıl Avrupa’da yoktu o zaman yapılan plan ve programın değişmesi gerekiyordu. ‘Haftada 1 gün maç ve 2 yılda kazanılacak 2 şampiyonluk seni 4. yıldızı takacak ilk takım yapar’ hedefi konuldu. Bir önceki sezon 64 maç yapıp sezon sonuna doğru bitikleri oynayan futbolcular nispeten düşen tempodan da memnun kaldı.
Caner ve Kuyt’ın yeri ayrı
Takım içinde yüreğiyle oynayan 2 futbolcuyu es geçmeyelim. Öncelik Caner’de. Saha dışında o kadar üzücü olaylar yaşadı ki, başka bir insan hayata küserdi. Ama bunlar futbolunu hiç etkilemedi. Kuyt da bitmek bilmeyen enerjisi ile yine ‘Oscar’lıktı. Görmeyen gözle bile oynadı. Aykut Kocaman “Bize Allah’ın bir lütfudur” demişti Kuyt için. Gerçekten de öyle. Yanal da Kuyt’dan her zaman maksimum verimi aldı.
Krizler anında çözüldü
24 oyuncunun olduğu, egoların tavan yaptığı, milyon Euro’ların döndüğü bu piyasada çatışmaların olması gayet doğal. Fenerbahçe’de bu sezon Yanal’ın da dediği gibi sorunlar oldu ama bunlar krize dönüşmedi. Oynamayan naz yaptı, söylendi durdu sadece. Emre, ağabey olarak sert yaptı, Meireles kadroya giremediği anlarda gergindi. Ama asıl sürpriz takımın ‘delikanlı’sı Egemen’den geldi. Yanal’ın idmandan çıkardığı oyuncu için Hocadan özür diledi, idmana çıktı” dendi. Halbuki Egemen özür dilemedi, aksine hocasından özür bekledi hem de tüm takımın içinde. Olayın olduğu günün ertesinde idmana da çıkmak istemedi. Ersun Yanal ve Egemen karşılıklı konuşarak yanlış anlamaları ortadan kaldırdı. Büyümeden, krize dönüşmeyen olayların başında geliyor bu yaşanan.
Moussa Sow‘un performansında başrol Çetinkaya’nın
Sow sezon başı nazlı mı nazlıydı. Oruç tuttuğu dönemde Yanal onu o kadar güzel idare etti ki, Azerbaycan’daki Lankeran maçında Sow’u ezan vaktinden dolayı yedek başlatıp maç esnasında orucunu açmasını bekleyip ikinci yarının ilerleyen dakikalarında oyuna soktu. İstenilen yüklemeyi yapmayan Sow’un kafası İngiltere’den 15 milyon Euro’luk teklif alınca iyice karıştı. Bir karar verilmesi gerekiyordu. Sow değerli bir oyuncuydu ve gitmesine izin verilmedi. Sow krizi deniliyor ya, işte o kriz Emenike’nin gelmesiyle başladı. Malum Webo da Emenike de Sow da forvet oynamak istiyor. Sow hat-trick yaptığında bile Yanal’ın kafasında Emenike vardı. Sow’un performansı düşerken oyuncuyla ilgilenen ve onu yukarıya çıkaran isim idari menajer Hasan Çetinkaya’dır. Sow’un transferinden itibaren yanında olan Çetinkaya, Sow’un performansında başmimardır.
Karabük sonrası Azizsilin
Sow sezon başı nazlı mı nazlıydı. Oruç tuttuğu dönemde Yanal onu o kadar güzel idare etti ki, Azerbaycan’daki Lankeran maçında Sow’u ezan vaktinden dolayı yedek başlatıp maç esnasında orucunu açmasını bekleyip ikinci yarının ilerleyen dakikalarında oyuna soktu. İstenilen yüklemeyi yapmayan Sow’un kafası İngiltere’den 15 milyon Euro’luk teklif alınca iyice karıştı. Bir karar verilmesi gerekiyordu. Sow değerli bir oyuncuydu ve gitmesine izin verilmedi. Sow krizi deniliyor ya, işte o kriz Emenike’nin gelmesiyle başladı. Malum Webo da Emenike de Sow da forvet oynamak istiyor. Sow hat-trick yaptığında bile Yanal’ın kafasında Emenike vardı. Sow’un performansı düşerken oyuncuyla ilgilenen ve onu yukarıya çıkaran isim idari menajer Hasan Çetinkaya’dır. Sow’un transferinden itibaren yanında olan Çetinkaya, Sow’un performansında başmimardır.
‘);
};
fctGoogle();
window.addEvent(‘Eurosport_v7.Init’, function() {
if(!$(‘googlePlusScript’)) {
Asset.javascript(‘https://apis.google.com/js/plusone.js’, {
‘id’: ‘googlePlusScript’
});
}
});
})();
–>
Youtube üzerinden izlemek için tıklayın : http://tr.eurosport.com/futbol/super-lig/2013-2014/sihirli-degnek-yok-ersun-yanal-var_sto4070572/story.shtml
Futbol - Süper Lig - Sihirli değnek yok Ersun Yanal var
http://tr.eurosport.com/futbol/super-lig/2013-2014/sihirli-degnek-yok-ersun-yanal-var_sto4070572/story.shtml
Futbol - Süper Lig - Sihirli değnek yok Ersun Yanal var
Canlı TV izle
0 yorum:
Yorum Gönder